Swarm Grinder – İnceleme Oyuncular Web
Swarm Grinder – İnceleme Oyuncular Web de
Son yıllarda Türkiye merkezli stüdyolardan birbiri ardına göğsümüzü kabartan işler çıkıyor. Bunlar hepimizin malumu duygusal sebeplerden ötürü büyük oranda indie seviyesinde girişimler olsa da, işinin ehli ve özenli ekiplerden çıkmış projelerin dünya çapında ses getirmesi daha fazla stüdyonun cesaretlenerek oyunlarına sarılmalarına vesile oluyor.
Bu bahsi geçen indie oyunlardan biri de 2023’ün Mayıs ayında Erken Erişim’de karşımıza çıkan Swarm Grinder’dı. Ofisleri İstanbul’da konumlanmış Last Bite Games’in hypercasual oyunlardan PC ve konsol dünyasına doğru attığı bir adım olarak tanımlayabileceğimiz Swarm Grinder son dönemin popüler türlerinden birinde yapılmış başarılı bir deneme olarak dikkat çekiyor. Yapımın 22 Nisan 2024 itibariyle Erken Erişim’den çıkıp tam sürüme geçişinin ardından artık artılarını ve eksilerini masaya yatırmanın zamanı geldi diye düşünüyorum.
Yıl 2003 ve yıl 2022…
En baştan başlayalım: Önce her şey gaz bulutuy… yok o kadar geçmişe gitmeye gerek yok tabi. Takvimler 2003 yılını gösterirken Crimsonland isimli bir oyun piyasaya çıkmıştı. Finlandiyalı 10tons Entertainment’ın geliştirdiği oyunda kuş bakışı kamera açısından yönettiğimiz karakterimizin çevresinde binlerce böcük, yaratık, mahlukat peydah oluyor biz de onları öldürdükçe edindiğimiz silahlarla hayatta kalmaya çalışıyorduk. Bazı arkadaşlarım günlerini, haftalarını ve hatta aylarını bu oyuna gömmüştü. Ben de nasibimi almıştım elbette. Son derece basit ama bağımlılık yapan bir oynanış sunarak kendisine kilitlemişti bizi.
Gel zaman git zaman bu tür bir türlü ana akımda kendine yer bulamamıştı. Ta ki 2022 yılında Vampire Survivors’la küllerinden doğana kadar. Vampire Survivors türe resmen yeni bir hayat üflemişti. Swarm Grinders işte Vampire Survivors’ın açtığı bu yoldan yürüyen ama kendine has dokunuşlarıyla ayrışmayı başaran bir yapım.
Başarılı sanat tasarımı ve dahiyane bir fikir
Swarm Grinder’ın alametifarikası olarak retro piksel art grafiklerini ve hücre/petek patlatmalı çevre tasarımını ön plana çıkartmak istiyorum. Yapılan tasarım tercihleri oyunun türün diğer örneklerinden ayrışmasını ve kendine ait bir yol çizmesini sağlamış. İki fikri de çok beğendiğimi söylemeliyim. Özellikle hücre patlatma fikrini kim bulduysa valla helal olsun. Kesin evde stres atmak için kırılmasın diye eşyalarımızı sardığımız patpat’ları patlatırken gelmiştir bu fikir.
Tabii kimi hücreler boşken kimi hücrelerin içinden düşman yaratıklar çıkıyor. Hangisinin boş hangisinin dolu olduğunu hücrelerin renklerinden anlayabiliyorsunuz. Ben oyunu oynarken hücrelerimizin içine girmiş mikropları küçççücük bir nanobota binip öldürdüğümü hayal ettim. Ooohhh şuraya füzeyi atayım (vitamin), ooohhh şunları keseyim (antibiyotik) diye eğlene eğlene öldürdüm mikropları. Kimi zamanlar yükselen müzik fena bir mikrop saldırısının habercisi oldu. O zaman dedim kesin bizim insan yine bir haltlar karıştırıyor ben en iyisi gidip bir kelle paça içeyim. Oyunun bu şekilde benim hayal gücümü kullanmama izin veren tasarım tercihlerinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu özgürlüğü hissetmem oyundan aldığım zevki arttırdı. Piksel art ve kullanılan renk paleti bana bir diğer Vampire Survivors klonu olan 20 Minutes Till Down’ı hatırlattı doğrusu. Oynanışları epey farklı olsa da sanatsal tercihler bu anlamda benzerlik göstermiş.
Hemen hemen bütün Vampire Survivors klonlarında olduğu gibi ilerledikçe açılan karakterler, bonuslar, silahlar, yetenekler ve geliştirmeler Swarm Grinder’da da var. Tüm bu seçenekler arasında sizin oyun stilinize ve bulunduğunuz seviyenin gerekliliklerine göre farklı kombinasyonlar ve stratejiler üretmeniz mümkün. Karakter, silah ve yetenek havuzu bana kâfi geldi. Oyun size bu kombinasyonları sıfırlayıp baştan deneme fırsatını da veriyor ki bu da önemli bir detay. Oyunda ilerledikçe karakterinizin geliştiğini, değiştiğini hissedebiliyorsunuz. Vampire Survivors’ın çok iyi çözdüğü bir konudur bu ve Swarm Grinder ekibinin bu hususta ekstra mesai yaptıkları belli oluyor.
En yakın benzinciye kaç km kaldı?
Bir diğer hoşuma giden mekanik de karakterimizin yakıtının bitmesiydi. Nanobotumuz hareket ettikçe ve silahlarını kullandıkça yakıtı azalıyor. Mikropları öldürüp onlardan düşen bidonları toplayarak hareket ve saldırı kabiliyetimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Yakıtımız bitince canımızdan yemeye başlıyor ve o da bitince the end…
Oyunun müzikleri ortama gayet uygun bestelerden seçilmiş. Özellikle sürü halinde üzerimize saldıran mikroplardan kaçtığımız anlarda müziğin de pik yapması çok hoşuma gitti. Adrenalin ihtiyacı için birebir.
Yapımda Türkçe dil desteği olduğunu pas geçmeyelim elbette. Bazı çevirilerde sıkıntılar olsa da kısa sürede düzeltileceklerini düşünüyorum.
Swarm Grinder’ın ileriye dönük önünün açık olduğunu düşünüyorum. Ufak tefek dengelemeler ve geliştirmeler mutlaka olacaktır. Haliyle Erken Erişim’den daha yeni çıktı ve geri dönüşlerin değerlendirilip üzerine düşünülmesi gerekecektir.
Arayüz ufak bir gözden geçirmeyle daha kullanışlı bir hale getirilebilir diye de ekleyelim. Belki yeni karakterler, yeni silahlar, yeni görevler, yeni başarımlar da Swarm Grinder’ın cazibesini arttırabilir.
Sadede gelirsek
Belli ki Last Bite Games için Swarm Grinder bir başlangıç. Gayet de iyi bir başlangıç. Ekibin daha sonraki oyunları için önemli bir temel oluşturduğunu görebiliyoruz. Stüdyonun doğru proje ve fikirlerle yoluna devam etmesini diliyorum.
Swarm Grinder’ın Steam Deck’ten uyumluluk onayı aldığını da eklemeden geçmeyelim. Pürüzlü bir ilk açılış sonrası birkaç ufak ayarlamanın ardından sorunsuz çalıştı bende. Hafta sonu yapacağım uçak yolculuğunda Swarm Grinder’ın arkadaşlığına ihtiyaç duyabilirim.
Neticede Türk oyun yapımcılığının zorlu ekonomik koşullar altında indie dünyasında yükselişe geçişi çok önemli. Swarm Grinder doğru türde doğru yapılmış bir girişim. Umarım stüdyoya maddi manevi pozitif geri dönüşü olur ve gelecek projeler için güven tazelenir.
♦ İnceleme puanlarımız ne anlama geliyor?
Yorum gönder